13 Temmuz 2019 Cumartesi

Gök Gözlü Kadın

   Ilık esen rüzgarda bulutlara bakıp düş kurmalı, puslu dolunayda kenetlenmeliydi ellerimiz. Ayın denize düşen yansımasında bulurduk belki kendimizi ya da dalgalarla taşınan parıltılarda. Yıldızlar arasında gezerken kaybolmalı, dünyadan kopmalıydık. Yetmez miydi zaten bunca yükü ve derdi dünyanın? Sadece sen ve ben olmalıydık tüm bahsi geçen cümlelerde. Bazen dağ başında bir kamp ateşinin başında bazen de hırçın dalgalı denizlerin kıyısında dalmalıydık rüyalara. Olmadı, gelemedik bir türlü biraraya. Görebileceğim kadar yakın lakin dokunamayacağım kadar uzak oldun bana. Belki altın tepside sunamazdım sana mutluluğu ama elimizle kazıyarak varacaktık tüm güzelliklere. Uzun zaman önce nakşedilmiş adın benliğime. Bazen rüyalarda bazen okuduğum kitapların satırlarında çıkıverdin karşıma. Beraber dolaştık kelimelerin arasında, türlü kafiyeler ve betimlemelerin arasından süzüldük rüyalarımda hayat bulduk.
   Daima umutlu bir insan oldum, kara bulutların ardında gökyüzü daima güneşlidir deyip durdum ama aşamadım bulutları, göremedim bir türlü güneşi. Dünyanın hep karanlık tarafında kalmak düştü şansıma, ne kadar çırpınsam da olmadı. Kaç kere yalnız kalıp düşünmeyi, hayal kurmayı denedin  bilmiyorum. Merak da ediyorum, hayat sana hiç yalnızlığı getirdi mi? Ne kötü şeymiş kalbinde benden başka birinin var olması.
  Engin denizlerin bekçisi yaptı beni sözlerin, baktığımda hıncını almaya çalışıyor derya. Fırtına ile yükselen dalgalar umutlarımı boğuyor. Korkmakta haklı insanlar, bu karşımdaki deniz yaklaşanı çekiyor içine. Yalnız yürüyorum günlerce bu ıslak kumlarda aklımda hayalin, başımı döndürüyor kumlarda bıraktığım ayak izleri. Beraberinde yağmuru da getirdiğinde fırtına, sığınacak bir kulübe arıyorum kendime. Girdiğimde içeriye düşünecek ve de yazacak çokça şey buluyorum kendime.              Şimdilerde içleri kum dolmuş gözlerim ufukta, aklım ise hep bulutların ardında. Düşen her bir yağmur damlası süzülürken kulübenin camından, hayalin çıkmıyor aklımdan. Çıkıp da kulübemden süzülürken denizin üzerinde, kuşlar eşlik ediyor dalgalar ile dansıma. Dinmiş fırtınadan arda kalan esintiler melodim oluyor, oturmuş yazı yazan kendimi görüyorum camın ardında. Saçı sakalı ağarmış, tutulup kalmış gök gözlü bir kadında.

İki mavi pencereden bakınca da bu kadar kötü mü dünya?

Hiç yorum yok: